Eğitim ve Psikoloji Sözlüğü
Geleceğe dönük bir
amaçamaç ya da bir
doyumdoyum düşüncesi olmadan, yalnızca kendi içinde etkinlikten haz almak, eğlenmek için yapılan; insanlarda olduğu kadar hayvanlarda da gözlemlenen her türlü
etkinliketkinlik. Hayvanlarda da görülmesi, bunun yeme içme, uyuma gibi
doğaldoğal bir
gereksinimgereksinim, içgüdüsel bir
davranışdavranış olduğunu düşündürüyor.
Oyunoyun, çoğunlukla küçüklere özgü olmakla birlikte, eğlenmek ve dinlenmek için yetişkinlerin de oyuna yöneldiği görülüyor.
Sporspor, avcılık, başka salon oyunları, yetişkinlerin yöneldiği oyunlar arasında yer alıyor.
Oyunoyun, çocuğun özgürce gerçekleştirdiği, onu mutlu eden çok yönlü bir etkinliktir.
Çocukçocuk, oyunlarında deneyimlerini yinelemenin yanı sıra, çevrede gördüklerini oynuyor, yeni şeyler deniyor, yeni keşifler yapıyor.
Oyunoyun, çocuğun iç dünyasını toplumsal çevreyle buluşturarak, onun toplumsal-
ruhsalruhsal gelişimine önemli bir katkı sağlıyor. Oyunun konusunu, yerini, zamanını, oynanış biçimini çocuğun kendisinin özgürce belirlemesi, ona bağımsız bir
kişilikkişilik geliştirmenin yolunu açıyor. Oyunun bir başka işlevi de çocuğun
duyuduyu organlarını,
sinirSinir sistemini, kaslarını, bilişsel yeteneklerini birlikte çalıştırmasıdır.
Oyunoyun bu nitelikleriyle ilgiyi, kendiliğindenliği ve eğlenceyi içerem karmaşık, dirik (
dinamikdinamik) bir
süreçsüreç olarak ortaya çıkıyor. Özgürce seçilmeden;
dikkatdikkat, bu seçilen konu ya da nesne üzerinde toplanmadan girişilen bir uğraşa
oyunoyun denmiyor. Organizmanın
doğaldoğal durumu, dirikliktir. Organizma, sürekli olarak çevresi ile etkileşiyor.
Çocukçocuk da sürekli olarak
coşkucoşku arıyor; bulunduğu ortamda ilgisini çeken nesne ile
oyunoyun etkinliğine giriyor. Çocuğun dikkatini bilinen nesnelerden çok, bilinmeyenler çekiyor. Çocukta
Oyunoyun İlgisinin Yaşlara Göre Değişimi: Yeni doğan
çocukçocuk, oynama tepkisi göstermiyor. Yaşı ilerledikçe dış dünyayı içine alma isteğine ve
çevreye uymaçevreye uyma davranışına bağlı olarak oyuna yöneliyor ve
oyunoyun oynamayı sıklaştırıyor. Oyunlarının süresi de artıyor. İlk iki yaşta
çocukçocuk, özellikle sözsüz bilişsel işlevlerin gelişimini sağlayan
alıştırmaalıştırma oyunları oynuyor. Bu uğraş onun, çevresindeki çeşitli nesnelerle ilişki kurarak onlarla ilgili
bilgibilgi edinmesini sağlıyor. Üç yaşlarında, cansız nesnelere canlı imişler gibi roller yüklüyor (onları simdeleştiriyor). Örneğin,
oyuncakoyuncak bebekleriyle konuşuyor; boş fincandan kahve içiyor ya da içiriyor; değnekten atını bir küheylan gibi koşturuyor. Bu simgesel oyunlar, onun bu yaşlarda
düşlemdüşlem (
fanteziFantezi) dünyasında yaşadığını gösteriyor. Üç yaşından sonra düşlemlerin konuşmayı da katıyor ve oyunları daha da karmaşıklaşıyor. Örneğin
çocukçocuk. Bir hayvanat bahçesini canlandırmaya girişiyor. Bu bilişsel çalışmalarla mantıklı düşünmeye başlıyor. Bu aşamadaki
düşünmedüşünme, nesnelerin yanı sıra, öbür çocuklarla da oynama biçiminde gelişimini sürdürüyor. Çünkü
bilişsel gelişimgelişimbilişsel gelişimgelişim için konuşma ve birlikte
çabaçaba da önem taşıyor. Bu oyunlarda artık kural vardır. Bu kuralları çoğu, yıllar öncesinden gelmektedir; çok azı da yeni konulmuştur.
Çocukçocuk, böylece kurallı oyunlara geçmiş oluyor. Ne ki bu kurallara uyma zorunluluğu,
kendini denetlemekendini denetleme girişimleri, çocukta iç çatışmaların oluşmasına yol açıyor. Bu durumda
çocukçocuk, ya kuralları çiğneyip oyunu kazanacak ya da sonuca katlanacaktır.
Çocukçocuk, çoğunlukla kuralları çiğneğerek iç çatışmasından kurtulmayı seçiyor. O
zamanzaman da dış çatışmalar ortaya çıkıyor. Ancak,
grupgrup üyelerinin iyi niyetleri, çocuğu kurallara uymaya yöneltiyor. Kurallara uydukça,
çocukçocuk,
bencilbencil düşüncelerden kurtularak oyunun ve toplumun kurallarına uygun davranmayı öğrenmiş oluyor.
Oyunla Yaratıcılıkyaratıcılık ve Düşlemsel Davranışların İlişkisi
Oyunla Yaratıcılıkyaratıcılık ve Düşlemsel Davranışların İlişkisi: Araştırmalar, oyundan hoşlanan çocukların yaratıcılıklarının yüksek olduğunu;
yaratıcıyaratıcı düşüncenin,
oyunoyun ortamında daha iyi ortaya çıktığını gösteriyor. Düşlemsel davranışlarla oyunlar arasında da ilişki bulunuyor.
Çocukçocuk, oyunlarında yetişkinler gibi
bilinçdışıbilinçdışı istekistek ve zorluklarını, kendine göre yeniden yaşayarak onların yarattığı kaygılardan kurtulabiliyor. Örneğin, yasak olan bir şeyi yaptığı için annesince cezalandırılan
çocukçocuk, kendisi anne rolüne girip bebeğini azarlayarak kızgınlı ve
suçluluksuçluluk duygularından kurtulabiliyor. Bu
rolRol oyununda kendisi artık suçlu değil, cezalandırıcıdır. Güçlü bir
özdeşleşmeözdeşleşme, çocuğun korktuğu şeyin daha kolay üstesinden gelmesini sağlıyor. Bu
mekanizmamekanizma, bütün korkular için geçerlidir. Önemli işlevleri yerine getiren
rolRol oyunlarında
çocukçocuk, sevdiği bir klişinin rolünü ya kendisi üstleniyor ya da bu rolü bebeğine, hayvanına oynatıyor. Kendisinde
korkukorku yaratan bireyin ya da nesnenin yerine geçerek ya da birisini onun yerine geçirerek,
sözsöz konusu korkuya bu yolla meydan okuyor.
Çocukçocuk, örneğin, kendisine iğne yapan doktorun rolünü üstleniyor. Bulunduğu toplumsal çevrede istediği kadar
ilgiilgi çekemeyen
çocukçocuk, palyaço rolüyle
ilgiilgi çekmeyi başarıyor.
Oyunun Toplumsal Gelişimgelişimtoplumsal gelişimgelişim ve Uyuma Katkısı
Oyunun Toplumsal Gelişimgelişimtoplumsal gelişimgelişim ve Uyuma Katkısı: Çocukların yaşıtlarıyla oynadıkları oyunlardaki
toplumsal etkileşimetkileşimtoplumsal etkileşimetkileşim de üzerinde durulmaya
değerdeğer bir konudur.
Bilişsel gelişimgelişimbilişsel gelişimgelişim gibi
toplumsal gelişimgelişimtoplumsal gelişimgelişim de en iyi, birlikte oynanan oyunlarla destekleniyor. İki yaşındaki
çocukçocuk, arkadaşlarına birer eşya imişler gibi bakıyor; onların ellerindeki oyuncağa sahip olmak için girişimde bulunuyor. Bu amaçla oyuncağı arkadaşının elinden çekince, iki
çocukçocuk arasında itiş kakış oluyor. İşte bu
eylemeylem, bir toplumsal ilişkiyi başlatıyor. 2-4 yaş çocukları,
grupgrup oyunlarına daha alışmamışlardır. Bu yaşlarda ancak, kısa süreli ikili gruplar oluşturabiliyorlar.
Grupgrup oyunları asıl, 5-8 yaşlarında başlıyor. Ayrıca bu gruplar içinde,
süreklilikSüreklilik göstermeyen gruplar da oluşuyor. 9 yaşlarında, her iki cinste de aynı yaştaki komşu çocukları, 6-7
kişilikkişilik gruplar oluşturuyorlar. Bireysel
ilgiilgi ve gereksinime göre
grupgrup içinde ikili alt gruplar da kurulabiliyor.
Grupgrup üyelerinin ortaklaşa
ilgiilgi duydukları şeyler ne kadar çoksa,
grupgrup dayanışması o kadar güçlü ve sürekli oluyor. Ancak bu nitelikteki birlikteliklere
grupgrup olarak bakılıyor. Çocuklar büyüdükçe grupta
önder Önder (
liderlider) belirmeye başlıyor. Bilişsel yeteneği yüksek, güçlü olan, yetişkinlere bağlı olmayan kişi, gruba önder oluyor.
Oyunoyun, toplumsal uyumda da
etkenetken oluyor.
Oyunoyun grubuna giren
çocukçocuk, birçok toplumsal ilişki biçimini öğrenmek gereğini duyuyor. Özgür
oyunoyun ortamında
çocukçocuk, birçok
davranışdavranış biçimini deneyebiliyor. Her arkadaşı, onun için örnek (
modelmodel) oluşturuyor.
Grupgrup içinde kendi görüşlerini, yaşama bakışını öbür çocuklarınkilerle
karşılaştırmakarşılaştırma, ayrıntılarını
tartışmatartışma ve düzeltme olanağını elde ediyor. Özellikle büyük ve güçlü çocuklar, küçüklerin davranışlarına olumlu ya da olumsuz
tepkitepki göstererek o davranışın yerleşmesine ya da değiştirilmesine yardım etmiş oluyorlar. Oyuun çocuğun toplumsal uyumuna bir başka katkısı da onun gelecekteki rollerine,
rolRol oyunlarında ayrıntılarıyla deneyebilmesidir. Bu oyunlarda
çocukçocuk, ast-üst ilişkilerini; güçlü olma, sahip olma, paylaşma, hak,
sorumluluksorumluluk duygularını yaşıyor. Öbür kişilerle uygun ilişki kurmayı, hoşgörülü olmayı öğreniyor. Çevresini, üstlendiği
rolRol açısından
görmeGörme fırsatını buluyor.
Çocukçocuk,
oyunoyun içinde değişik rolleri
taklittaklit ettiğinde, o rollere ilişkin
ilkeilke ve kuralları, tanıyarak uyguluyor. Kendini başkalarının yerine koymayı öğreniyor.
RolRol üstlenme becerisinin gelişimine koşut olarak
iç denetimdenetimiç denetimdenetim gücü de artıyor.
Çocukçocuk, kurallı oyunları en iyi oymaya başladığı 8 yaşından sonra bilişsel gelişimin de güç kazanmasıyla futbol, basketbol gibi hareketli oyunlara
ilgiilgi gösteriyor. Yaş ilerledikçe bu
ilgiilgi artıyor ve bu oyunlar da kurallara bağlanıyor. 10-12 yaşlarındaki yeteneklşi çocuklar, futbola, voleybola; düşük yetenekliler ise saklambaç, yakalamaca gibi oyunlara daha çok
ilgiilgi gösteriyorlar. 10-15 yaşlarındaki çocuklar ise daha karmaşık, geniş alanları gerektiren oyunlarayöneliyorlar. Bu oyunlarda çocukların karşılıklı anlaşarak oyunun kurallarını koymaları, onları, sağlıklı toplumsal ilişkilere hazırlamış oluyor. Bu oyunlar, çocuğa, kendini odak olmaktan kurtarmanın yanı sıra,
denetimdenetim gücünü artırıyor ve kendi kendine
kararKarar verme becerisini kazandırıyor. Çocuklar, daha sonraki yaşlarda kurallara karşı çok duyarlı,
grupgrup üyelerine çok bağlı oldukları için kurallara uymayanları hemen dışlıyorlar. Grupta en çok, dürüst çocuklar seviliyor. Dolayısıyla sevilmek isteyen çocuklar,
grupgrup kurallarına uymakta duyarlı davranıyorlar. Bu öğrenmelerin etkisiyle
çocukçocuk, benimsediği
ahlaksalahlaksal değerleri
oyunoyun dışında da yaşıyor. Sonuç olarak;
toplumsal oyunoyuntoplumsal oyunoyun yeteneği, bir
gelişimgelişim süreci izliyor.
Çocukçocuk oyunları, yalancı gruplarda koşut oyunlarla başlayıp ikili ve dörtlü gruplarla ürüyor. Daha sonra, belli bir
aşamaaşama sırasının (hiyerarşinin) olduğu 6-7
kişilikkişilik takım oyunlarına geçiliyor. Yaş ilerledikçe
önderlikönderlik davranışı gelişiyor;
bencillikbencillik, yerini özgeciliğe bırakıyor. Bilişsel gelişime kşut olarak çocukta
iç denetimdenetimiç denetimdenetim ve
vicdanvicdan oluşuyor. Toplumsal gelişimin en üst ve zor aşaması olan “kendini başkasının yerine koyma ya da kendini başkasının gözü ile
görmeGörme yeteneğini kazanmak” için uzun bir uğraş gerekiyor. Bu yetenek, bir dizi taklidin, gerçeği
hayalhayal dünyasında değiştirmenin, konuşarak başkalarıyla ilişki
kurmakurma çabalarının sonucunda gelişiyor. Bütün bunlardan anlaşılıyor ki çocuğun sağlıklı bir devinişsel, bilişsel, duyuşsal ve
toplumsal gelişimgelişimtoplumsal gelişimgelişim göstermesinde oyunun önemli bir yeri vardır. Bu ise oyunların uygun yerlerde ve zamanlarda gerektiği gibi ve gerektiği kadar oynanabilmesine elverişli
oyunoyun alanlarının bulunmasını gerektiriyor. Günümüz kentlerine: özellikle büyük kentlerine çocukların gereksindiği
oyunoyun alanları açısından baktığımızda karşılaştığımız görünüm, hiç de iç açıcı değildir. Çocuklarımızın büyük çoğunluğu,
okulokul saatleri dışında evlerine, apartmanlarının 7. Ya da 14. Katındaki dairelerine hapsedilmiş gibidir. Gecekondularda ise çok daha farklı bir dram yaşanıyor. Kaç apartmanın ya da evin yakınında, komşu çocuklarının bir araya gelerek
oyunoyun oynayabilecekleri, kaynaşabilecekleri bir
alanalan, bir
çocukçocuk parkı bulunuyor? Çocuklarımızın sağlıklı büyümeleri için gerekli olanakları onlara hazırlamadıkça, onlardan eksiksiz ve yanlışsız davranışlar bekleyemeyiz. Bkz.
kurallı oyunoyun evresi;
okul olgunluğu;
oyuncak.